Fehmi Koru: Nazlı Ilıcak tekrar cezaevinde.. Gazeteci Alaeddin Kaya da mahkemeler ortası çekişme yüzünden hücrede…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Fehmi Koru*

Çok evvelden bu hafta kendisini konutumuzda konuk etmeyi planlamıştık, o da geleceğine kelam vermişti. Davetimizi dün ilettik ve gün uzunluğu beklediğimiz halde kendisinden yanıt alamadık.

Meğer Nazlı Ilıcak’a yedi yıl evvelki bir yazısından ötürü yargıdan mahkumiyet kararı çıkmış ve dün tekrar cezaevine girmiş.

Nazlı Hanım cezaevlerinin yabancısı değil. 12 Eylül’den sonra da cezaevine girmişti. 28 Şubat günlerinde de, mahkumiyet alsaydı cezaevine girebileceği davalara muhatap edilmişti. Hayatı darbelere ve darbecilere karşı arbedeler vererek geçmiş Nazlı Ilıcak 14 Temmuz 2016 tarihinde televizyonda yaptığı bir konuşmadan ötürü, 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulunulacağını bildiği varsayımıyla yargılanmış ve hayatının üç yılını mahpusta geçirmişti.

Şimdi birisine ‘iftira ettiği’ argümanıyla yargılandığı eski bir yazısından ötürü 2 yıl 6 ay mahpus cezasına çarptırılmış…

Benim tanıdığım Nazlı Ilıcak, bilerek, isteyerek gerçek olmayan bir şeyi yazmaz; tam aksine yazacağı her mevzuyu öncesinde inceden inceye araştırır, sorar, soruşturur, güzelce emin olduktan sonra okurlarıyla paylaşır.

Mahkemenin kararı beni bu sebeple de şaşırttı.

Uluslararası tanınırlığa sahip bir gazeteci Nazlı Hanım; Memleketler arası Basın Enstitüsü’nün de üyesi.

Türkiye’nin özgürlükler ve bilhassa basın özgürlüğü sicilini tutanlar için yeni bir olumsuzluk örneği olacak.

Kendisini konutumuzda konuk etmek için bir müddet daha bekleyeceğiz.

Yazık.

Sürekli yazıklandığım bir diğer gazeteci dostum daha var: Alaeddin Kaya. O da cezaevinde. 73 sanıklı FETÖ çatı davasında yargılandı. Mahkemeye kendisi lehine tanıklık etmeye gittiğimde, sanıklar kısmında sadece dört yahut beş kişi vardı. Başka sanıklar kaçak ve yurtdışında oldukları için…

O davanın kalabalık sanıkları hala yurtdışındalar.

Her türlü imkana sahip olduğu halde Alaeddin Kaya ülkeden ayrılmadı.

Gözaltına alındığında fevkalade şaşırmıştım.

İyi tanınan biri olduğu içindi şaşırmamın sebebi. Vaktiyle Cemaat ismiyle anıldığı ve herkesin aktifliklerine gidip övücü konuşmalar yaptığı periyotta, o yapıyla yollarını ayırmış, FETÖ haline dönüştüğünde onlara atfedilen hiçbir görüş ve harekete yakınlık duymamıştı.

FETÖ hareketi olarak bilinen 15 Temmuz uğursuz darbe teşebbüsünden aylar evvel -Nisan 2016’da- çıkan ‘Ben Bu türlü Gördüm: Cemaat’in Siyasetle Sınavı’ isimli kitabımda, onun o yapıyla yolunu ayırma hikayesini de yazmıştım.

Mahkemede dört saat boyunca kendisinin yanlış yere suçlandığını anlatmaya çalıştım.

O da, tıpkı Nazlı Ilıcak üzere, gençlik günlerinden itibaren, hayatı boyunca, darbelere ve darbecilere karşı hal almış biriydi.

Sahibi olduğu yayın organlarının yayınları bunun delilleridir. 

Cezaevinde de kendisini ziyaret ettim.

İletişimim olsaydı, kendisini yakından tanıdıklarını bildiğim siyasetçi dostlara, içeride tutulduğu ortamın onun üzere bir insanı zorlayan kurallarını aktarmak isterdim.

Sayıları altı bireyle hudutlu bir bölmenin tek kişilik bir hücresinde yalnız başına günlerini geçirmek zorundaydı. Sanırım hala öyledir. Başka tutuklu yahut mahkumlarla bile görüşmesi yasak.

Yaşı ileri -74 yaşında- birinden kelam ediyorum. Hiçbiri yeni olmayan, şekeri, tansiyonu, böbrek yetmezliği var ve damarlarında daralmanın getirdiği zahmetlere şimdilerde bir de Koah hastalığı eklenmiş bulunuyor.

Böyle bir gazeteci üç metreye dört metre olan bir hücrede tutuluyor.

Cemaat ile, herkesin takdir ettiği günlerindeki münasebeti sebebiyle, yapının FETÖ ismini aldıktan sonraki aksiyonları yüzünden cezaevinde tutuluyor.

Davada 73 kişi yargılanması gerekirken sadece bir elin parmakları kadar sanıkla yetinmek zorunda kalındığı için olacak, bulunanlara en ağır cezalar verilmiş oldu.

Yerel mahkemenin verdiği ceza Yargıtay tarafından bozulmuştu, lokal mahkeme kararında ısrar ederek belgesini Yargıtay’a iade etti ve o hala cezaevinde.

İş yükü fazla olan Yargıtay mahallî mahkemenin tekrar gönderdiği belgeyi ele almakta gecikiyor.

74 yaşındaki bir gazeteci mahkemeler ortası çekişmede hücrede tutuluyor.

Alaeddin Kaya’ya, içerideyken vefat eden annesinin cenazesine katılma müsaadesi bile verilmedi. O gün, Ankara’daki Hacı Bayram Camii’ndeki cenaze merasiminde, canından çok sevdiği annesine son görev için gelmesini gözledik; gelmedi, gelemedi. 

Cezaevinde tek bir gazeteci yok deniliyordu, artık o cümle nasıl söylenebilecek?

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.