07 Ekim 2020 Çarşamba
DİĞER YAZARLARIMIZ
2024’e bakış: Türkiye ve dünyada iş dünyası nasıl dönüşecek?
News
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, 2024 yılında Türkiye ve dünyada iş dünyasının nasıl değişeceğine dair bir rapor hazırladı. Raporda, “İklim değişikliği, teknoloji ve başka kıymetli olaylardan kaynaklanan bozulmaların artması bekleniyor. Dijital teknolojiler nedeniyle, önümüzdeki beş yıl içinde çalışan marifetlerinin yüzde 44’ünün değişmesinin gerekeceği kestirim ediliyor” denildi.
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, 2024 yılında Türkiye ve dünyada iş dünyasında yaşanabilecek değişiklikleri OGGUSTO için derledi.
2024 İş Dünyası Trendleri raporunu özeti şöyle:
“Dijital teknolojiler nedeniyle çalışanların hünerleri değişecek. Birçok çalışan, işlerinin değerli ölçüde değişeceğine inanıyor, lakin bu değişimin nasıl gerçekleşeceğine dair net bir fikirleri yok. Başkanların yeni idare hünerleri geliştirmeleri koşul. Dünyamız Megatrend’lerin tesiri altında, bu türlü bir dünyada kısa vadeli finansal maksatlar varlığını sürdürmek isteyen şirketler için yetersiz bir rehber. Toplumsal refah üzerinde esaslı bir ömür değişikliği yapılacak. Yaş ve nüfus artışı başka Megatrend’lerin dinamiklerini ve olumsuz sonuçlarını hızlandırabilen güçlü etmenler olarak öne çıkıyor. Dost ülkelerle yapılan iş birlikleri artacak. Global tedarik zincirlerindeki artan risk, bağımlılıklar ve kritik kaynaklara erişim kaygıları, ülkelerin toplumsal dayanıklılık ve yerelleşmeye odaklanmalarına neden olabilir. Toplumsal istikrar eksikliği daha çok hissedilecek. İklim değişikliği, teknoloji ve öbür değerli olaylardan kaynaklanan bozulmaların artması bekleniyor. Dijital teknolojiler nedeniyle, önümüzdeki beş yıl içinde çalışan marifetlerinin yüzde 44’ünün değişmesinin gerekeceği varsayım ediliyor.”
Rapora şirket yöneticileri de takviye verdi. Kimilerinin görüşleri şöyle:
“Uzmanların ‘çoklu-kriz’ olarak isimlendirdiği bir devri yaşıyoruz”
SEDEFED Lideri Emine Fazilet:
”İnsanlık olarak bilhassa pandeminin başladığı 2020 yılından bu yana uzmanların ‘çoklu-kriz’ olarak isimlendirdiği bir periyodu yaşıyoruz. Bu periyot siyasi ve askeri gerginliklerin yanı sıra iklim, sıhhat, göç, siber güvenlik ve iktisat üzere dünyadaki mevcut nizamı sarsıcı pek çok etkeni de içerisinde barındırıyor. Bu şartlar altında iş dünyasındaki tüm kurumların sürdürülebilirliği aradığı bir çağdayız.”
“Atmosferdeki sera gazı düzeyleri kötüleşiyor”
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu:
“Toplumlar, karbon emisyonlarını azaltmanın yollarını bulmaya çalışırken, atmosferdeki sera gazı düzeyleri kötüleşiyor, global sıcaklıklar artıyor ve doğal afetler daha sık ve daha şiddetli hale geliyor. İklim olayları daha ferdî düzeyde, konut kaybı, ömür maliyetlerinde artışın yanı sıra su ve güç eksikliği, kaynakların eksikliğine bağlı olarak toplumsal şiddette artış ve sıhhat risklerini doğuruyor. Şirketler yahut daha geniş manada işletmeler için de iş kesintilerine, tedarik zinciri aksaklıklarına karşı işi temelden tekrar yapılandırma gereksinimi doğuruyor”
“Çalışanlar, az sayıda insanın olduğu yerlerde çalışarak ‘korunaklı aile’ mi arıyor”
Liderlik ve İdare Düşünürü Fazıl Oral:
“ABD’de bir ila dokuz çalışanı olan işyerleri, eylül ayında tüm iş ilanlarının yüzde 21’ini oluşturarak 2000 yılına kadar uzanan kayıtlardaki en yüksek hisseye ulaştı. Ülkenin en küçük özel kuruluşlarındaki açık durumlar eylül ayında bir evvelki yıla nazaran yaklaşık yüzde 20 artarken birebir devirde daha büyük şirketlerde düşüş yaşandı. Yoksa çalışanlar, büyük şirketlerin içinde kaybolmak ve bu denli global sorun altında ezilmek yerine, az sayıda insanın olduğu yerlerde çalışarak ‘korunaklı aile’ mi arıyor?”
“Şirketler, çalışanlarını güçlendirdiklerinde, hakkaniyet ve insan hakları savunucuları olarak algılanıyor”
L’Oréal Türkiye İK Direktörü Murat Yüksel:
“İK uygulamalarında çeşitliliğe öncelik veren kuruluşların üst seviye yetenekleri çekme ve elde tutma, inovasyonu yönlendirme ve hem iş yeri içinde hem de toplumda olumlu bir değişim yaratmaya katkıda bulunma mümkünlüğü daha yüksek olacak. Artık şirketler, çalışanlarını gözle görülür formda destekleyip güçlendirdiklerinde, hakkaniyet ve insan hakları savunucuları olarak algılanıyorlar. “
“Kadın yönetici sayısı hala istenen seviyede değil”
ZENNA Kurumsal Marka İdare Araştırmaları ve ve Danışmanlığı Kurucusu Nuran Aksu:
“Üst idare takımlarında maalesef bayan yönetici sayısı hala istenen seviyede değil. Gelişmeler umut verici ancak beklentilerin hala çok uzağındayız. Tüm bu bilgiler bize aslında çok yalın formda bir gerçeği ve yakın vakitte olacakları gösteriyor. Sürdürülebilirlik idaresini kurum siyaseti haline getirmek, süreçlere yansıtmak ve uygulamalara dönüştürmek için bu mevzuda yıllardır kendini geliştiren, hassaslığı en üst noktaya taşıyan, iş dünyası dinamiklerini çok yeterli bilen bayan başkanlara muhtaçlık duyuyoruz. Bayan yöneticilerinin önünü açanlar, bugün ve önümüzdeki periyotta fark yaratacaklar.”
“Ekonomik bir aktör olarak beşerler ortasında yaş farkı kalmıyor”
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan:
“Ekonomik bir aktör olarak beşerler ortasında yaş farkı kalmıyor. Uzun ve sağlıklı ömür, üretken ömür, yaşama yeni mana katma arayışları üzere kavramlarla karşı karşıya kalıyor, daima kendimizi yenileme gereksinimi duyuyoruz. Her şeyden fazla biz değişiyoruz. Münasebetiyle eski market segmentasyonlarını, tüketici değerlendirmelerini çöpe atabiliriz.”
“Türkiye, yabancı yatırımcıların radarına girdi”
Globalturk Capital Kurucu ve Yönetici Ortak Barış Öner:
“Öncelikle yabancı yatırımcıların ocak ayıyla birlikte borsamıza gelmelerini bekliyorum. Yabancı direkt yatırımcılar (bunların içinde özel sermaye fonları da mevcut) uzun bir vakittir Türkiye’ye bakmazken, artık bir birçoklarının radar ekranına girdiğimizi ve bizi izlemeye ve şirketlerimize yatırım yapmayı değerlendirmeye başladıklarını görüyorum. “
Hadiseler arttı, İstanbul’da ağır bakımlarda yer kalmadı!
News
İstanbul Tabip Odası, Covid-19, influenza ve başka mevsimsel virüsler nedeniyle olay sayılarının arttığını ve İstanbul’daki birçok hastanede servislerin ve ağır bakımların dolduğunu bildirdi.
Odanın açıklamasında “Sahadaki meslektaşlarımızdan gelen bilgiler İstanbul’da birçok hastanede ağır bakım ünitelerinin dolduğu tarafında. Acil servislerin kırmızı alanlarında boş sedye kalmadığı, kimi hastaların ağır bakım ünitesi için günlerdir sıra beklediği belirtiliyor” denildi.
Açıklamada, hastanelerdeki son durumun yarın (5 Ocak) düzenlenecek basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) de teneffüs yolu hastalıklarına bağlı olarak önemli bir salgın ile karşı karşıya kalınması üzerine Sıhhat Bakanlığı’na yazı göndererek tüm sıhhat kuruluşlarında ve ünitelerinde maske grubu başta olmak üzere gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.
Olaylı Beşiktaş maçında Büyükekşi’ye küfür etmekle suçlanan 41 şahsa kamu davası
News
Beşiktaş’ın 10 Ekim’de kendi stadyumunda İsviçre temsilcisi Lugano ile oynadığı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin kendisine gelen reaksiyonlar sonrasında devrin BJK Başkanı Ahmet Işık Çebi’ye parmak sallayarak ayrıldığı müsabakadan sonra kamu davası açıldığı ortaya çıktı. Büyükekşi’ye küfür ettiği suçlamasıyla 41 kişi hakkında iddianame düzenlendi. Şüphelilerin; 1 yıl 2 aydan 2,5 yıla kadar mahpus cezası ve isimli para cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Savcılığın resen harekete geçerek İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açtığı davada, şüpheliler hakkında “hakaret içeren tezahürat, kamu görevlisine karşı misyonundan ötürü alenen hakaret” suçlamalarında bulunuldu.
İddianamedeki suçlamaya; Beşiktaş Tüpraş Stadyumu’nda oynanan UEFA Konferans Ligi müsabakasında yapılan “Futbolun katili, Cimbom’un köpeği, o… çocuğu Mehmet Büyükekşi” tezahüratı münasebet gösterildi.
Şüphelilerin bir kısmının kimlik tespitinin stadyumda bulunan kameralar aracılığıyla yapıldığı belirtildi.
Emniyet’te tabiri alınan şüphelilerden dokuzu küfürlü tezahürata eşlik ettiklerini beyan ederken, 32’si çeşitli münasebetler göstererek tezahürata katılmadıklarını söyledi. Şüphelilerden biri maça bile gitmediğini savunurken, bir başkası de tezahüratları önlemek için görevlilere yardım ettiğini öne sürdü.
Suçlamaları reddeden şüphelilerin beyanları; kamera manzaraları ve kolluk tutanakları münasebet gösterilerek kabul edilmedi.
Savcı, şüphelilerin 1 yıl 2 aydan 2,5 yıla kadar mahpusunu ve 50 günden az olmamak üzere isimli para cezasıyla cezalandırılmalarını istedi. Ayrıyeten şüphelilerin ceza alması halinde, ceza müddeti kadar ve bu cezanın infazından sonra geçecek 1 yıllık müddet dahil olmak üzere spor karşılaşmalarını izlemekten men edilmelerini, aldıkları ceza kadar da spor yöneticiliği vb. işlerden men edilmelerini talep etti.
Ne olmuştu?
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Beşiktaş – Lugano maçında taraftar reaksiyonunun akabinde stadyumu terk etmişti.
Ahmet Parıltı Çebi’ye bir şeyler söyleyerek ve parmak sallayarak 44. dakikada stadı terk eden Büyükekşi’nin Çebi’ye “Bana bu küfürleri siz ettiriyorsunuz” dediği sav edilmişti.
Büyükekşi, parmak salladığını reddetmiş, “Olur mu o denli şey! Parmağımla kale ardı tribününü ve öbür tribünü gösterdim ‘Organize bu, Sayın Başkan’ dedim. 10-15 dakika evvel hoş güzel konuştuğumuz birine parmak mı sallarım! Kaldı ki Beşiktaş Kulübü Başkanı’na karşı bu türlü bir hareket yapılabilir mi?” diye cevap vermişti.
Ankara’da 9 kişinin öldüğü tren kazası: İsimli Tıp, TCDD yöneticileri için “kusur değerlendirmesi” yapmadı
News
Ankara’da 2018 yılında meydana gelen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği Marşandiz’deki tren kazasına ait davaya İsimli Tıp Raporu’nda, daha evvel uzmanların kusurlu bulduğu TCDD yöneticileri için “kusur değerlendirmesi” yapılmadı. Raporda, yargılama basamağında hayatını kaybeden tren teşkil memuru (makasçı) asli kusurlu, hareket memuru tali kusurlu, kaza sırasında ölen YHT makinistleri ise alt seviyede tali kusurlu bulundu. Mahkeme sadece isimli tıp raporunu temel alırsa, 9 kişinin hayatını kaybettiği kaza için yalnızca 1 kişinin ceza alması kelam konusu olacak. Savcılık basamağında alınan uzman raporunda TCDD’nin o dönemki Genel Müdürü İsa Apaydın, sonraki Genel Müdürü Ali İhsan Uygun, daire liderleri, bölge müdürü, trafik müdür ve yardımcılarının da kusurlu oldukları tespit edilmişti. Raporda TCDD eski Genel Müdürü İsa Apaydın’ın, Ankara YHT sınırının imalatı tamamlanmadan ve trafik idare sisteminin gerekleri yerine getirilmeden işletmeye açılması nedeniyle, “kusurlu” olduğu belirtilmişti.
Kusur tespit edilen 4 bireyden 3’ü “ölü”
Ankara’da 13 Aralık 2018’de Marşandiz istasyonunda meydana gelen ve 9 kişinin vefatıyla sonuçlanan süratli tren kazasının üzerinden 5 yıl geçti. Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava evrakına İsimli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin hazırladığı rapor girdi. İsimli Tıp Kurumu, 24 sayfalık raporunda, tren teşkil memuru (makasçı) Osman Yıldırım’ı asli kusurlu, hareket memuru Sinan Yavuz’u tali kusurlu, YHT makinistleri Hulusi Böler ve Adem Yaşar’ı ise alt seviyede tali kusurlu buldu. Fakat raporda kusurlu bulunan 4 isimden YHT makinistleri Böler ve Yaşar kaza sırasında, makasçı Yıldırım ise yargılama evresinde vefat etti. Mahkeme, yargılama sonucu yalnızca İsimli Tıp raporunu temel alırsa, 9 sanığın yargılandığı davada, yalnızca “kusurlu bulunan tek kişi olan” Hareket Memuru Sinan Yavuz’un ceza alması kelam konusu olacak.
Yönetimin kusuru değerlendirilmedi
Öte yandan İsimli Tıp Kurumu raporunda, TCDD yöneticileri istikametinden rastgele bir kusur değerlendirmesi yapılmadı. Raporun 23. Sayfasında “Ara kritik” başlığı altında, belgenin Trafik İhtisas Dairesi’nin uzmanlık alanı gereği “trafik kazası olarak karambol olayı çerçevesinde irdelendiği” belirtilerek, “Burada incelemenin çerçevesi olayın meydana gelişindeki direkt ve yakın illiyet bağlarıdır” denildi.
“Yönetim kusurunu uzman uzmanlar değerlendirsin”
Raporda, TCDD idaresinin kazadaki rolüne ait kusur değerlendirmesinde bulunulmaması şu sözlerle açıklandı: “Yönetimin YHT siyaseti, bu konuda istek edilen teknik ve işletme düzeyinin ne olduğu, varsa eksik düzeyde YHT programının uygulanmasına geçilmiş olması durumdaki bütün işletme ünitelerinin tesir ve ihmallerinin ne olduğu, risk tahlillerinin yapılıp yapılmamış olmasının olaydaki tesirleri üzere bilhassa yönetimsel ve uzak illiyet mevzuları dairemiz iştigal alanı dışındadır. Bu prestijle ilgili üst ve ast ünitelerin (genel müdürlük, müdürlükler vb.) kazanın oluşmasındaki dolaylı tesirlerinin olup olmadığı, varsa kusur dağılımı hakkında iş hukuku, iş güvenliği, şirketler hukuku, işletme mevzuatı, işletme/şirket tertibi, yönetim hukuku, bütçe imkanları vb. hususlarındaki uzmanlardan oluşan uzman heyetlerinden görüş alınmasının uygun olacağı kanaatimizin not edilmesi uygun mütalaa edilmiştir”
|
Genel Müdür ve yardımcısına soruşturma müsaadesi verilmedi Dosyanın soruşturma kademesinde savcılık, olaya ait eksper raporu almış, raporda devrin TCDD Genel Müdürü de dahil üst yöneticileri kusurlu bulunmuştu. Raporda, “kazanın birinci kök nedeninin çizginin eksikleri olduğu halde işletmeye açılması, ikinci kök nedeninin yanlış bir trafik idare sistemi kurulması, kazanın üçüncü kök nedeninin hareketlerin doğudan batıya alınması” olarak sıralanmıştı. Raporda, kazadan 2 ay sonra vazifeden alınan Genel Müdür İsa Apaydın ve sonraki Genel Müdür Ali İhsan Uygun’un da ortalarında bulunduğu, daire lideri, bölge müdürü, servis müdürü üzere üst seviye yöneticilerin kusurlu olduğu belirtilmişti. Hazırlanan iddianamede de tren teşkil memuru (makasçı) Osman Yıldırım, hareket memuru Sinan Yavuz, trafik kontrolörü Emin Ercan Erbey, YHT Ankara Gar Müdür Yardımcısı Kadir Oğuz, Trafik Servis Müdür Yardımcısı Vekili Ergün Tuna, YHT Trafik Servis Müdürü Ünal Sayıner, YHT Ankara Müdürü Duran Yaman, Şube Müdürü Recep Kutlay, TCDD Trafik ve İstasyon İdaresi Daire Lideri Mükerrem Aydoğdu sanık olarak yer almıştı. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları hakkındaki evrak ise ayrılmıştı. Fakat Ulaştırma Bakanlığı’nın soruşturma müsaadesi vermemesi nedeniyle bu şahıslar hakkında dava açılmamıştı. |
İşte ortalarında geçen diyalog! Ancelotti, oyuna almadığı Arda’yı maç sonu soyunma odasına çekti
News
Yıldız futbolcı Arda Güler, Real Madrid’in Mallorca ile oynadığı maçta oynamayı beklerken çabayı tekrar mühlet alamadan tamamladı.
ANCELOTTİ ARDA’YI SOYUNMA ODASINA ÇEKTİ
Arda’nın Mallorca maçında neden oyuna alınmadığı büyük tartışma yarattı. Eflatun beyazlıların teknik yöneticisi Ancelotti, yıldız furbolcu ile maç sonunda özel bir görüşme gerçekleştirdi.
“OYNAMAYI HAK ETTİN”
İspanya’dan Defensa Central’da yer alan habere nazaran, Arda ile soyunma odasında özel bir görüşme yapan Ancelotti Arda’ya, “Oynamayı hak etmiştin. Bugün, senin günün değilmiş fakat yakında sıra sana gelecek. Bernabeu çimlerinde ısınmaya çıktın ve çok kısa müddet içerisinde alana da çıkacaksın” dedi.
